top of page

Adam ve Kadın

… Çok sıcak bir yaz akşamında, 

yine de üşüyordu kadın. 

Bağdaş kurup oturduğu bankın üzerinde, 

daha da içine gömülmüş bir halde. 

 

Erken gelmişti buluşma yerine. 

Erken kalkmak istiyordu. 

.

.

.

Konuşalım, demişti adam. 

Konuşalım…

Bu belirsizlik son bulsun artık gönlümüzde. 

 

Denizin karanlığını kendi geleceklerine benzetti kadın. 

İç sıkan, koyu bir karanlık vardı gecede. 

 

En ağır

ve en yavaş adımlarını atıyordu adam.

O hep buradaydı zaten,

önceden buluşma yerinde. 

 

Bir süredir kadını izliyor, 

bir noktaya dikmiş gözlerini,

önündeki tabloya bakıyordu. 

 

Deniz… 

 

O denize karışacakmış gibi dalıp giden kadın. 

Çok karanlık dedi adam. 

Çok karanlık gece. 

 

Yanına varıp, 

geldiğini belli etmek istemiyordu kadına. 

Hala emin değildi kendince. 

 

Zor yoldan öğrenmişti her şeyi.

Kolayla yolu, hiç kesişmemişti ömrünce. 

 

Bu akşam daha zor olacaktı ikisi içinde. 

Bir sonun başlangıcı olduğunu hissediyordu,

göğsünde, tüm yüreğinde. 

 

Usulca sokulup kenarına,

o da oturdu banka. 

Kimse konuşmadı bir süre. 

 

Çığlık çığlığa susuyorlardı yan yana. 

Kendi çığlıklarını duyuyorlardı dalgaların sesinde. 

 

Rüzgar, 

çaresizliklerini haykırıyordu sanki bütün şehre. 

 

Karışsalar şimdi denize. 

Belki susardı bu sesler diye düşündü kadın. 

Belki de konuşmalarına hiç gerek kalmazdı.

 

Özledim, dedi adam,

çok özledim...

.

.

.

Ve sustu. 

 

Sustu kadın. 

 

Sustu rüzgar. 

 

Sustu tüm çığlıklar…

 

Karanlık daha da koyulaştı. 

.

.

.

Üzme artık kendini, dedi kadın. 

Üzme…

 

Nasıl? dedi adam.

 

Sen, başarabiliyor musun ki bunu?

 

Sadece kabullenip susmayı başarabiliyorum. 

Üzülmenin kimseye bir faydası yok, dedi kadın. 

 

Birçok şey gibi,

bu konuda da benden iyisin, dedi adam. 

 

Senden iyi değilim. 

Bu duyguları sadece kendin yaşıyormuş gibi davranmamalısın. 

Olması gerekeni kabullenmiş olmak,

beni rahatlatıyor, dedi kadın. 

 

Kabullenebilmeni kıskandım sadece…

 

Gözünü her kapattığında,

başka bir dünyaya uyanmayı istemek hergün.

Kimine göre umut dolu,

kimine göre yavaş yavaş bir yok oluş bu, dedi adam. 

 

Bendeki yerin hiç değişmeyecek. 

Ama yokluğuna da alışırım elbette. 

Bu durumu sevmeyi öğreneceğim. 

Ve düşüncemde olmandan dolayı iyi hissetmeyi, dedi kadın. 

 

Yabancılaşıyorum artık her şeye. 

Güne, zamana, düne ve bugüne. 

 

En çokta sana yabancılaşmaktan korkuyorum. 

 

Ya yüzündeki hatları dahi hatırlayamazsam!

Bu beni çok korkutuyor, dedi adam. 

 

Ben hiç korkmuyorum bundan. 

Sonsuza dek hatırlayacağız birbirimizi, dedi kadın. 

 

Yaşadığım yabacılaşmayı tahmin bile edemezsin.

Endişeli ve kırgınım, dedi adam. 

 

O zaman biter içindeki işkence, dedi kadın. 

 

Bu gidiş,

öyle bir kabullenişe değil.

Sonsuz bir uykuya yöneliş, dedi adam. 

.

.

.

Sustu kadın. 

 

Uğuldadı rüzgar. 

 

Karanlığını ağırlaştırdı gece. 

.

.

.

Sonsuz uyku?  dedi kadın. 

 

Kayboldum, dedi adam. 

Kayboldum, kendimi ararken…

 

Duygularımızı,

ve aramızdaki bağı kaybetmekten korkmalısın, dedi kadın. 

 

Madem dileklerimiz gerçek olmayacaktı.

Neden seni karşıma çıkardı ki Tanrı? dedi adam. 

 

Vardır bir bildiği. 

Mutlaka var ki karşılaştık, dedi kadın. 

 

İçime hem seni,

hem de sensizliği koymuş olamaz bir Tanrı. 

Acımasızca bu,

eğer öyleyse, dedi adam. 

 

Belki daha kötüsü olacak,

ondan koruyor bizi. 

Daha mutsuz olacağız belki, dedi kadın. 

 

O zaman bilincimize de gerek yoktu.  

Daha iyisini yapmak içinse bile bu,

içinden çıkılmaz bir hal bırakıyor. 

 

Bir yolu olmalı bütün bunlardan çıkışın, dedi adam

 

Yolu yok!

 

İnsan öyle de sevebilir isterse. 

Zaten sevmek içten gelen bir duygu. 

İstediğin gibi en güzel şekilde sevebilirsin zihninde, dedi kadın. 

 

Avuntu bu dediğin şey. 

 

“Kader gayrete aşıktır.” derler.

 

Çaba da sevgiye dahil olmalı, dedi adam. 

.

.

.

Sustu kadın. 

 

Dalgalar köpüklerini savurdu sahile. 

 

Karanlık, keskin bir kokuya dönüştü. 

.

.

.

Acınası bir durumdayız, dedi adam. 

 

Ben öyle düşünmüyorum, dedi kadın. 

.

.

.

Karanlıkta yüzü görünmüyordu artık. 

.

.

.

Olmadığı için üzülmektense, 

iyi ki yaşadım deyip sevinecek kadar olgunlaşmadım ben daha, dedi adam. 

 

Şuan yanımdasın. 

Sonsuza kadar da zihnimde kalacaksın. 

Bu gerçeği kabullen artık, dedi kadın. 

 

Benim gerçeğim bu değil. 

Bu zaten,

bir gerçek değil, dedi adam. 

 

Senin gerçeğin yok ki, dedi kadın. 

 

Durup beklemek bana göre değil, dedi adam. 

 

Durup beklemediğinde,

daima daha kötüsü olur. 

 

Durmalısın, dedi kadın. 

 

Daha kötüsü nedir? dedi adam. 

 

Sabırsızlığın, dedi kadın. 

 

Belki de haklısın bu konuda.

Çok isteyen hiç alır her zaman. 

Bu seferde hiçliğe gidiyorum, dedi adam. 

 

Bu bir hiçlik değil, dedi kadın. 

 

Şuan bir hiçliğe doğru gittiğimi bilecek kadar,

karanlık burası, dedi adam. 

.

.

.

Sustu kadın. 

 

Denizin yüreği kabardı karanlıkta. 

 

Göremedi ikiside bunu. 

.

.

.

Sen benim için hep iyi ki olarak kalacaksın.

Anda kalmalısın, dedi kadın. 

 

Bizle kalmak derdim ben buna. 

Biz olamamış, 

Bizimside. 

Her şeyden birazcık olan bizle, dedi adam. 

 

Böylesi güzeldir belki. 

Belki de büyüsü buradadır, dedi kadın. 

.

.

.

Sustu adam. 

 

Dalgalar ayaklarını ıslatmıştı. 

 

Koyu karanlığın örtüsünden,

deniz görünmüyordu artık. 

.

.

.

“İster yâr ol, ister yara.” dedi adam. 

.

.

.

Kendi duydu sadece. 

Bir de sahildeki kayalar. 

.

.

.

Ben duyuyor ve hissediyorum seni,

merak etme, dedi kadın. 

 

Çok isteyince,

olana hiç rastlamadım. 

Artık istemiyorum seni, dedi adam. 

 

Kadere kafa tutulmaz, dedi kadın. 

.

.

.

Sustu adam. 

 

Sustu kadın. 

 

Dalgalar çığlık çığlığa bağrıştılar yeniden. 

 

Köpüklere karışan umutları almaya çalıştı rüzgar. 

Yerden kaldırmayı diledi gönlünde. 

 

Zamanı kaçıran bir balıkçı teknesi yanaştı iskeleye. 

Karanlığın gölgesinde. 

Yorgun ve telaş içinde. 

 

Bir yaprak koptu meşeden.

Gövdesinden habersizce. 

Başka yapraklara karışmayı diledi yüreğinde. 

.

.

.

Ayakta duruyordu adam. 

 

Koyu karanlığın örtüsünde. 

 

Paçaları su içinde. 

 

Sahilde, 

 

Kayaların üzerinde. 

 

Baktı arkasına. 

 

Bank yoktu yerinde…



 
 
 

Bình luận

Đã xếp hạng 0/5 sao.
Chưa có xếp hạng

Thêm điểm xếp hạng
bottom of page